Rabia işaretinin ilk yapıldığı andan itibaren
Başbakan Erdoğan, büyük bir samimiyetle bu işareti sahiplendi. Gittiği her
yerde, katıldığı her mitingde, yaptığı her açılışta Rabia işareti yaptı ve on
binlere de bu işareti yaptırdı. En son, partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında
Rabia işareti yaptı ve “biliyorsunuz bazıları bu işaretten çok korkuyor ama biz
bu işareti yapmaya, mazlumların yanında olmaya devam edeceğiz.” dedi. Elhamdülillah Ne mutlu ki böyle bir başbakanımız var. Peki, Başbakan Erdoğan,
bu sözü kimin için söyledi? Tabi en başta Büyükelçimizi “istenmeyen adam” ilan
eden Mısır’ın darbeci yönetimi için ardından da, “gittiğin her yerde bu işareti
yapıyorsun. Ne işin var senin Rabia ile. O kadar çok seviyorsan git Mısır
vatandaşı ol. Orada istediğin gibi siyaset yap” diyen, diyebilen ana muhalefet
lideri Kemal Kılıçdaroğlu için.
Bilmiyorlar ki Rabia işareti sadece Mısır’daki
darbecilere karşı değil, dünya üzerindeki tüm darbe meraklıları için, halkını
katleden zalimler için, işlenen cinayetler, katledilen insanlar için yapılıyor.
Bu işaret, sadece Mısır halkını değil, Türkiye’dekileri, Suriye’dekileri, Filistin’dekileri,
velhasıl tüm mazlum coğrafyalardakileri simgeliyor.
Kahire’de doğan, İstanbul’da tasarlanan bu işaret,
tüm mazlum halkların ortak işareti. Ancak birileri hala bu işarete alışamadı.
Birileri hala bu işaretten korkuyor, ürküyor. Bu işareti karalamak için elinden
geleni yapıyor. Kendini Antikapitalist Müslüman olarak vasıflandıran bir yazar,
bu işareti masonlarla ilişkilendirdi; “Rabia, Masonik bir işarettir” dedi,
diyebildi. Birileri de, bu işaretin tarihte ilk olarak Hazreti Hüseyin’i
katleden Yezid tarafından yapıldığını, Hazreti Fatıma’ya atfedilen el işaretine
karşı yapılmış bir karşı işaret olduğunu iddia etti. Demek ki Kahireli
gençlerin darbeci zalimlere karşı yaptıkları bu işaret, birilerinin fena halde
zoruna gitmiş! İnsanları bundan soğutmak için akla hayale gelmeyen lüzumsuz
iddialarla akılları bulandırma telaşındalar. Ama bunda başarılı olamadılar,
olamayacaklar.
İşaret parmağı havada yapılan “Tekbir” simgesinden
sonra, İslam dünyasında en çok bilinen, en çok kullanılan işaret artık Rabia
simgesi olacak. Ne mutlu ki tüm dünya Müslümanları gibi Türkiyeli Müslümanlar
da bu işareti korkusuzca ve özgüvenle kullanıyorlar. Ama yeterli değil bu.
Başbakan Erdoğan’ın bıkmadan usanmadan, inatla sahip çıktığı bu işareti bizler de
aynı heyecanla sahiplenmeliyiz. Kimsenin kınamasına aldırmadan, kimsenin
iftirasına kanmadan elimiz Rabia olmalı. Bu işaret sadece Ak Partililerin
değil, Saadetlilerin, Büyük Birlik Partililerin, Milliyetçi Hareket’e gönül
verenlerin, Nur Cemaati mensuplarının, Süleymancıların, Mahmud Efendi
bağlılarının da işareti olmalı. “Ne o sen Rabiacı mısın?” diyenlere; “yoksa sen
Rabiacı değil misin?” diyebilmeliyiz.
Not: Bu yazı Sancaktar dergisinin 49. sayısında yayınlandı.
Not: Bu yazı Sancaktar dergisinin 49. sayısında yayınlandı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder