6 Eylül 2011 Salı

İsrail ya değişecek ya yıkılacak

Mavi Marmara baskını ile kendi ipini çekme başarısı gösteren İsrail, gün geçtikçe yalnızlaşıp saldırganlaşıyor. Kendini uluslararası hukuktan azade gören İsrail, bugüne kadar her yaptığı sineye çekilen, görmezden gelinen bir ülke olarak yaşadı. Ama artık bu yolun çıkmaz sokak olduğu ortaya çıktı. BM dahil bir çok uluslararası kuruluşun İsrail'e karşı takındığı müsamahakar ve müşfik tavrın sonuna gelindiğinin herkes farkında. 31 Mayıs 2010'dan bugüne kadar İsrail'in yaptığı yanlışın farkına varması ve Türkiye'nin özür ve tazminat taleplerine olumlu yaklaşması bekleniyordu. Ama İsrail, kurulduğundan beri üzerinde taşıdığı "şımarık çocuk" tavrından vazgeçmeyeceğini gösterdi. Şimdi yeni bir döneme girildiği çok açık. Türkiye; BM ve Lahey Adalet Divanı nezdinde İsrail'e karşı yeni bir planı hayata geçirmeye başladı. İsrail, çevresindeki ülkelerde meydana gelen değişimi görmemekte direndi. Arap Baharı'nın kendisine sunduğu değişim avansını elinin tersi ile itti. Normal bir ülke olma fırsatını Türkiye'yi kızdırma pahasına kabul etmedi. İsrail için sonun başlangıcına açılan kapı ardına kadar aralanmış oldu. 

Peki şimdi ne olacak? İsrail ne kadar ayak direrse diresin, eski İsrail değil artık. Arap dünyası demokrasi yolunda büyük mesafe katederken Ortadoğu'nun kalbinde yabancı bir madde yalnızlığı içerisinde yaşayamaz. Ya bu değişime ayak uydurup; işgal ettiği Filistin topraklarından çekilecek, komşularıyla iyi geçinip uluslararası hukuka boyun eğecek. Ya da tüm dünyanın nefretini kazanmaya devam edip, herkesin beklediği sona adım adım ulaşıp yıkılacak. Tecih sırası İsrail'de...    

Hiç yorum yok: